Normal bir günde dahi whatsapp uygulamasının geçici olarak devre dışı kalması iş sürekliliği açısından mesajlaşma ve iletişimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu durumun bir de olağanüstü durumlarda yaşandığını hayal edin!
İnternet ve bulut teknolojilerinin gelişimi ile artık istediğimiz yerden, istediğimiz zaman, istediğimiz verilere erişip, çevrimiçi de mesajlaşabiliyoruz, bu süper bir şey. Bunun en iyi örneğini Covid-19 pandemisi ile yaşadık ve birçok kişinin evinden veya evinden uzak bir noktadan internet bağlantısının olduğu heryerden işlerini yapabilmesi mümkün oldu. Eğer bu durum normal şartlar dışında (Örn: büyük çaplı operatör arızası, şiddetli deprem, ambargo, sabotaj, savaş, grev vb.) gerçekleşseydi ne olurdu?
Bulut teknolojilerinin (ortak veya özel) 2 temel taşı, veriler ve iletişim altyapısıdır. Bulut teknolojisi ile veriler merkezi hale gelirken, verilerin ulaştığı uç nokta sayısı milyonlarca olabilir. Örneğin bir sağlık kuruluşu bulut teknolojilerini kullanması durumunda kurguya bağlı olarak farklı coğrafyalarda verilerini 2 veya 3 kopya saklayabilir, ancak 50 şubesi varsa tümünün merkeze erişmesi gerekecektir. Artık veriler kadar iletişim de önemli, eğer bölge hastane/ler merkez ile iletişim sorunu yaşarsa telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilir.
BCP (İş Sürekliliği Planlaması) kapsamında veriler ile birlikte artık erişim ve iletişim kanalları da eskisinden çok daha fazla ön plana çıkmakta. Günümüzde SD-WAN (Ağ Sanallaştırma), Uydu haberleşme, 4G/5G vb. birçok erişim ve iletişim kanalı mevcut. Yukarıda paylaştığım örnek riskler kuruluşlara göre farklılık gösterebilir, bu kimi işletme için telafi edilemeyecek sonuçlara neden olurken kimi işletmelerde hem maddi hem de itibar kaybına neden olabilir. İş Sürekliliği Planlaması kapsamında işletmelerin risk faktörleri çeşitli senaryolara göre hazırlanmalı, belgelenmeli ve pratiğinin uygulanması önemlidir.
Saygılarımızla,
RNG Technology Ekibi